Doğu’nun İncisi Malezya

Yemyeşil bir vahaya hasret mi kaldınız? Sakin, huzurlu bir ülkede stres atmak, farklı bir dünya ile tanışmak mı istiyorsunuz? O halde ne bekliyorsunuz, haydi Malezya’ya… Üstelik bu güzel ülke, Türkler için vizesiz.

11 saatlik yorucu uçak yolculuğunun ardından ülkeye daha girişte insanın içini ısıtan, tebessüm ettiren görüntülerle karşılaşıyorsunuz… Ülkenin hemen her yerinde “Selamat Datang!” “Hoş Geldiniz!” tabelaları insana enerji veriyor… O kadarki sadece güler yüzlü insanları değil, papağanları bile aynı selamla karşılıyor insanı…

Malezya’da gezerken her an şaşırtıcı bir manzara, hoş bir tablo ile karşılaşabilirsiniz… Dağlarda odun ateşi gölgesindeki ahşap evleri, derelerde balık avlayan çocukları, çay toplayan güzel kızları ve yabani hayatın ortasında golf yapanları görürseniz şaşırmayın…

İlk durağımız tabii ki başkent Kuala Lumpur… “Çamurlu kavşak” anlamına gelen Kuala Lumpur, federal başkent olmanın yanı sıra; ülkenin ticaret, siyaset, kültür, eğlence ve uluslararası etkinlikler merkezi. Uluslararası Kuala Lumpur Hava Limanı’ndan kent merkezine, saatte 340 km. hız yapan Monoray adı verilen yüksek hızlı trenle gitmenin ayrıcalığını yaşadık. Kuala Lumpur’da Ulusal Müze’yi, Ulusal Camii, İkiz Kule’yi, Ticaret Merkezi’ni, Golden Horses Sarayı’nı, Sultan Abdul Samat Sarayı’nı, Milli Bilim Merkezi’ni, Çin Sokağı’nı, Çilek ve Orkide Bahçesi’ni ve tabii ki Pazar Yeri’ni gezdik… Hepsi muhteşemdi… Eğer giderseniz siz de mutlaka bu mekanları görün…

TEMEL SOSYAL GÖSTERGELER

Devletin Adı:
Malezya Sultanlığı
Başkenti: Kuala Lumpur
Yönetim Biçimi: Anayasal monarşi
Resmi Dili: Malayca
Para Birimi: Ringgit veya Malezya Doları
Yüzölçümü: 330.252 km²
Nüfus: 30.3 milyon (Mart 2015)
Büyük Kentler: Subang , Klang, Johor Baharu, Ampang
Etnik Yapı: Malaylar %67,4, Çinli %24,6; Hindu %7,3; Diğerleri %1

GSYİH (Milyar dolar)
: 329
GSYİH Büyüme Hızı
: %3,4
Kişi başına GSYİH (dolar)
: 10,566 (2014)
Enflasyon
: %2,70
İşsizlik
: %3,0
İhracat (Milyar Dolar)
: 234
İthalat (Milyar Dolar)
: 209
Dış Ticaret Hacmi
: 443
Makroekonomik Göstergeler (2014)

1957’den Beri Bağımsız

Balayını geçirmek isteyen çiftler için Malezya çok uygun bir ülke. ya da ailenizle macera dolu bir tatilin tadını çıkarmak istiyorsanız, yağmur ormanlarının arasında gezebilir, bozulmamış yabanıl doğanın içinde her türlü konforun ve güvenliğin bulunduğu kaliteli yıldızlı otellerde güzel bir tatil geçirebilirsiniz. Otelde kalmak istemeyen turistler için hazırlanmış özel evler çok rahatlığın konforunu yaşayabilir.

Malezya, Güney Asya´nın en renkli ve çekici ülkesi… Turkuaz rengi plajları, ünlü tatil yöreleri ile Malezya, gidilip görülmesi gereken bir ülke. Malezya, ziyaretçilerine, hem kültürel hem de doğal güzellikler açısından çok fırsat sunuyor. Güney Asya´nın en istikrarlı ülkelerinin başında gelen Malezya, aynı zamanda ziyaretçileri için oldukça güvenli.

Malezya, federatif anayasal monarşi ile yönetiliyor. l2 eyalet ve ikisi Malezya yarımadasında, biri Borneo kısmında olan federal bölgelerden oluşuyor. Güney Çin deniziyle bölünen iki farklı coğrafyadan oluşan Malezya, kuzeyinde Tayland, güneyinde Singapur ve Endonezya, doğuda ise Filipinler ile komşu.

220.252 km2 alana yayılan ülke, Güney Asya´da yer alan Malezya yarımadası (Peninsular Malaysia) ile Güney Çin Denizi´nde yer alan Borneo adası (Malaysian Borneo) olmak üzere birbirine oldukça uzak 2 ana kara parçasından oluşuyor. Çok genç bir ülke olan Malezya İngilizlerden bağımsızlığını l957 yılında kazandı. Ülkenin yüzde 60´dan fazlası, tropikal yağmur ormanları ile kaplı.

Ülkede Hala İngiliz Hakimiyeti Var

Ülkede uzun yıllar devam etmiş olan İngiliz hakimiyetinin izlerini halen görmek mümkün. Mesela araçların direksiyonları sağda. Her yerde İngilizce konuşuluyor. Her eyaletin sultanı sırayla beş yılda bir Malezya kralı oluyor. Sultanlar aynı zamanda dini lider. İngiltere’de olduğu gibi kralın yetkileri sembolik. Yürütmenin asıl başı, başbakan ve bakanlar kurulu. Ekonomi için Asıllıların, devlet yönetimi ise Malayların elinde. Çinliler ve Hintliler, İngilizler döneminde ülkeye getirilmiş. Bu yüzden ülkenin asıl sahipleri Malaylar.

Türkiye’de Malezya Yatırımları

Malezya ve Türk firmaları arasında güzel ortaklıklar kuruldu. Başta Sabiha Gökçen Havaalanı olmak üzere, sağlık sektörlerinde birçok Malezyalı şirketlerin Türk şirketleriyle ortaklıkları bulunuyor. Türkiye ile ticarete çok açık. Malezya’da sınır kapısında Türk pasaportunuzu göstermeniz yeterli, vize yok.

Malezya’nın Türkiye için bir başka önemi, G-7’den (dünyanın en gelişmiş yedi ülkesinin bir araya gelip oluşturdukları birlik) ilham alınarak gelişmiş İslam ülkelerinin oluşturduğu D-8 (developing-8/ gelişmekte olan-8) içinde yer alması. D-8 grubu içinde yer alan diğer ülkeler ise şunlar; Endonezya, İran, Pakistan Mısır, Nijerya, Bangladeş ve Türkiye.

Malezya’da kişi başına düşen milli gelir 14 bin dolar civarında. Orta teknoloji ürünlerin iyi bir üreticisi olan Malezya, yarı iletkenler, elektrikli aletler, güneş panelleri gibi ürünlerde dünyanın sayılı ihracatçıları arasında. Başta petrol olmak üzere; palmiye yağı, doğal kauçuk ve kereste başlıca ihraç ürünleri. Ülke her yıl 40 milyar dolar ticaret fazlası veriyor.

Yönetim Merkezi Putrajaya

Putrajaya, Kuala Lumpur’a 45 km uzaklıkta. Tüm bakanlıkları ve ilgili devlet dairelerinin buraya toplanmış. Yeni inşa edilen bir yerleşim birimi olduğu için, geniş yollar, modern binalar dikkat çekiyor. Ortasındaki suni göl gerçekten etkileyici güzelliğe sahip. İdari bir kent olarak inşa edilen Putrajaya birçok açıdan ayrıcalıklı bir kent. Putrajaya farklı mimari modelleri barındırıyor. Şehrin bazı bölgeleri Çin ve Hint mimarisi, bazı bölgeleri ise Arap ve Malay mimari tarzında inşa edilmiş. 20 yıla yaklaşan mazisi olan bu şehir, ismini Malezya’nın ilk Başbakan’ı Tunku Abdul Rahman Putra al-haj’dan alıyor.

Kuala Lumpur’u Mutlaka Görün!

Yakın tarihe kadar başkent olan 3.8 milyon nüfuslu Kuala Lumpur, tam bir dünya kenti olmuş durumda. Kentin çağdaş mimarisi, göz alıcı estetiği, dikkat çekiyor. Şehir, devasa ve yemyeşil alanları ve parkları ün kazanmış. Modern bir şehirde olması gereken tüm alt yapı ve güzellikler, Kuala Lumpur’da fazlasıyla var. Şehrin her noktasına dağılmış birbirinden güzel bahçeler ve parklar gerçekten görülmeye değer. Birbirinden değişik tropik ağaç ve çiçeklerin yanı sıra, havuzlarla zenginleştirilmiş olan parklar, şehre bambaşka bir güzellik katmış. Geceleri de gökdelenlerin rengarenk aydınlatılmasıyla ortaya doyumsuz görüntüler çıkıyor.

Özellikle kuş parkı, barındırdığı 600 çeşit kuş ile insana, olağanüstü bir görsel ve işitsel ziyafet sunuyor. En vahşi ormanlarda bile güçlükle görebileceğiniz tepeli pelikanlar, başka bir yerde seslerini duymanın pek mümkün olmadığı nadir papağanlar, ötüşlerini ilk ve belki de son kez duyacağınız tropik kuşlar, üzeri ağ ile örtülen birkaç dönümlük arazide ürkek bakışları ile ziyaretçilerini süzüyor.

Doğal güzelliklerin yanı sıra; Kuala Lumpur alışveriş çılgınları için de bir merkez. Tüm dünya markalarını bir arada bulmak mümkün; devasa alışveriş merkezlerinde yok yok. Dünyanın en ünlü giyim, mücevherat, elektronik, kozmetik ürünlerini satan markalar, dünya mutfaklarının en güzel lezzetlerinden örnekler sunan restoranlar, hepsi bu dev alışveriş merkezi ve modern caddelerde ziyaretçilerine hizmet veriyor.

Kuleler, Baş Döndürüyor

Dünyanın sayılı yüksek binalarına ev sahipliği yapan şehirde en ünlü gökdelen 452 metre yüksekliğiyle Petronas ikiz kuleleri. İlk yapıldığı yıllarda dünyanın en uzun gökdeleni unvanını taşıyan bu yapı bu günlerde Dubai’deki Burj Khalifa (828 metre) gibi gökdelenler tarafından geçilerek küçük kaldı. Bina, İslami geometri konseptine uygun şekilde Arjantinli mimar Cesar Pelli tarafından tasarlanmış ve 1.2 milyar dolara mal olmuş. Ülkenin en önemli kauçuk ve petrol şirketi Petronas’ın, Ampang Caddesi üzerindeki kulelerin yer planı ise, İslam sanatındaki sekiz köşeli yıldızdan esinlenerek tasarlanmış. Kulelerin mimarisinde İslam’ın etkisinin hissedildiği başka unsurlar da var. Her kulenin 5 kademeli mimarisi İslam’ın beş şartını, üzerlerindeki 63 metrelik direklerse cami minarelerini temsil ediyor. 41. katta ise iki kuleyi birleşiyor.

Penang: Çinlilerin Malezya’daki Merkezi

“Doğunun incisi” olarak bilinen Malezya’nın en çok turist çeken üçüncü şehri olan Penang halkının çoğu Çinli. Penang eyaleti, Malezya’da Çinlilerin çoğunluk olduğu tek eyalet. Bunun bir yansıması olarak, bağımsızlıktan beri, eyalet başbakanları, hep Çinliler arasından çıkıyor. Diğer birçok eyaletin tersine, Penang’ın bir sultanı bulunmuyor. Çinlilerin adada yaptığı kek lok si tapınağı, Güneydoğu Asya’nın en büyük Budacı tapınağı olma özelliğini taşıyor. Bugün Penang, ekonomik gücünü, turizmden ve elektronik üretiminden alıyor. Penang’ın önemi, birçok ülkenin burada konsolosluk açmalarından da anlaşılıyor. Penang’da, Türkiye’nin yanı sıra, Avustralya’nın, Japonya’nın, Kanada’nın, Almanya’nın, Rusya’nın ve diğer birçok ülkenin konsoloslukları var.

Melaka: Müzeler Şehri

Malezya’nın eski ve tarihi başkenti. Malay halkının tabii hayatını, geleneklerini görmek için en ideal yer bu balıkçı kenti. Arap kültürünün etkileri mimari ve giyimde görülüyor. Binalar, kırmızı renkte. İslam müzesi ve diğer binalar ve müzeler hep aynı renk. Deniz müzesi, ahşaptan yapılmış. Adeta Meka’nın simgesi. Devasa bir gemiden oluşuyor.

Borneo Adası – Kuçing: Ortasından Nehir Geçen Şehir

Malezya’nın, Borneo Adası’ndaki kısmı ise Sarawak ve Sabah eyaletlerinde bulunuyor. Bu eyaletler özerk statülere sahip. Ana karadan gelenler de buraya pasaportla girebiliyor. Bu bölgelerde de Malay, Çinli, Hintlilerin yanı sıra Abojinler de yerli topluluk olarak yaşıyor. Sarawak eyaletinin başkenti Kuching şehrinin ortasından geçen nehrin etrafı lüks oteller ve alışveriş merkezleriyle çevrelenmiş. Bir tarafı China Town olarak geçiyor. Karşı tarafı ise Müslümanların çoğunlukta olduğu bölge.

Malezya işte böylesine güzel, böylesine büyüleyici bir ülke. Bunu ülkeyi ziyaret edenlerin sayısından da anlamak mümkün. Nitekim 2014 yılında Malezya’yı 28 milyon yabancı turist ziyaret etti. Nüfusu 30 milyon olan bir ülke için bu büyük bir rakam. Nitekim bu rakamlarla, Malezya dünyanın en çok turist çeken ülkeleri arasında yer alıyor.

Eğer yemyeşil parkları, devasa ormanları ve sımsıcak insanları ile huzurlu bir ülkeyi görüp gezmek istiyorsanız, Malezya size bekliyor.

Bunlara Dikkat Edin!

Malezya’ya giriş yapmak isteyen tüm yabancıların geçerli bir pasaportu ve pasaportunun geçerlilik süresinin 6 aydan az olmaması gerekiyor.

Türk vatandaşları bakımından, umuma mahsus (lacivert renk) pasaporta sahip olanlar için, 3 aya kadar olan kalışlarda vize aranmıyor.

Tatil Günleri
Çin Noeli (iki gün), Good Friday, Vesak Day, Muharrem ayının ilk günü, Yang di-Pertuan Agong’un doğum günü, Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Deepvali, Hz. Muhammed’in doğum günüdür.

Çalışma Saatleri
Kedah, Kelantan, ve Terengganu eyaletlerinde cuma günlerinin yanı sıra perşembe öğleden sonraları da Müslüman kesim için haftalık tatil günlerinden. Pazar günü ise bu eyaletlerde çalışma günü. Diğer eyaletlerde ise Cumartesi- Pazar tatili uygulaması var.

Resmi idari başkent Putrajaya ve başkent Kuala Lumpur’da ofisler 08:00 ila 17:30 arasında açık. Diğer eyaletlerde bu süre 08:00-17:00 olarak uygulanıyor. Resmi kurumların çalışma saatleri de sabah 9 ila akşam 5 arasında.

İngilizce yaygın
Bahasa Malaysia ülkenin milli ve resmi dili. Fakat ticaret ve sanayide İngilizce yaygın olarak kullanılıyor. Ülkede Çin lehçelerinin (Cantones, Mandarin, Hakkinen) yanında, nüfusun %8’lik kısmını oluşturan Hintliler arasında da Tamil ve Punjabi dilleri konuşuluyor.

Nasıl Gidilir?

Kuala Lumpur Uluslararası Havaalanı (KLIA) şehre yaklaşık 75 km uzaklıkta. Havaalanı ile şehir arasında otobüs seferleri var. Bu seferler yaklaşık 1,5 saat sürüyor. Havaalanında bulunan taksi şirketlerinden sabit fiyatlı kupon sistemi ile şehre ulaşım daha hızlı ve rahat olabiliyor. Kuala Lumpur’da şehir içi ulaşım sistemi içinde metro ve raylı sistem yoğun olarak kullanılıyor. Şehir içi ulaşımda otobüsler tavsiye edilmiyor. Bunun dışında taksiler ucuz. Taksimetre açılışı 2RM iken her 200 metrede 10 Sen (1RM=100Sen) ücretlendirme var. Telefon ile taksi çağırma durumunda ekstra 1RM ücretlendirme var. Buna karşın çoğunlukla yoldan çevrilen taksilerde taksi şoförleri taksimetreyi açmak istemiyor ve pazarlık yapıyor.

Bunları Mutlaka Görün

Dünyanın en uzun köprülerinden biri olan Panang Köprüsü’nü mutlaka görün… Eyalete ismini veren gümüş renkli kalay yataklarının bulunduğu Penank’ta; İskenderiye Sarayı’nı, Ubudiah Camii, Çömlekçileri ve Kuş Cenneti’ni de görmek gerek.

Sultan Ebubekir Camii, Eğlence Parkı, Kota Tinggi Şelalesi, palmiye yağı ve kahve tarlalarının fotoğraflarını çekerken keyif alacaksınız… Negara Milli Parkı’nın içinde dev kaplumbağası (375 kilo ve 2.5m uzunlukta) ipek üretim çiftlikleri, Kelantan kültür gösterileri, renkli davullar, geleneksel Malay müziği, ışık ve gölgelerle yapılan kukla gösterileri, koruma sanatı olan “Silat” şovlarını izlemek Malezya ziyaretinize keyif katacaktır…

Güneydoğu Asya’nın en eski insan kalıntıların bulunduğu Niah ve Mulu Milli Parkı’ndaki 40 bin yıllık insan izlerini ve de ünlü kafatası avcıları Malezya Aborjinlerinin yaşadığı “Uzun Ev”leri mutlaka görün. Dünyanın en büyük mağarası Saramak Chamber’i, dünyanın en büyük çiçeği Ruffies’i görmek, orangutanlarla konuşmak, leoparlarla selamlaşmak için Yağmur Ormanları’na gitmeniz gerekiyor.

Bir de spor yapayım diyorsanız o da var… Malezya’nın Labuan bölgesi golf oynayanların gözdesi… 220 adet golf sahası var. Her yıl 400 bin yabancı hem golf oynamak hem de iş görüşmeleri için Malezya’ya gidiyor.

Özetle eğer yemyeşil parkları, devasa ormanları ve sımsıcak insanları ile huzurlu bir ülkeyi görüp gezmek istiyorsanız, Malezya sizi bekliyor…

Malezya Ankara Büyükelçisi Amran Muhammed Zin

Türk Firmalarını Malezya’ya Bekliyoruz

Dost ülke Malezya, son yıllarda Türkiye’de önemli yatırımlarla adından söz ettiriyor. Sağlıktan ulaştırmaya birçok sektörde Malezyalı firmaları görmek mümkün.

Malezya Ankara Büyükelçisi Ankara Amran Mohamed Zin, “Biz de Türk firmalarını Malezya’da görmek istiyoruz. İş birliği imkanı çok fazla” diyor… İşte kardeş ülke Malezya Büyükelçisi Mohamed Zin’in gözüyle Türkiye…

  • İkili ilişkilere geri dönecek olursak, diplomatik ilişkiler l964 yılında başlamış olmasına rağmen, iki ülke arasındaki ilişkinin tarihi kökleri çok daha eskiye dayanmaktadır. Bize bu konuyu biraz açabilir misiniz?

Malezya ile Türkiye’nin diplomatik ilişkileri resmi olarak 1964 yılında kuruldu. Ancak ilişkiler Malay sultanlıkları ile Osmanlı İmparatorluğu arasında etkileşimlerin olduğu 15. yüzyıla kadar geriye gitmektedir. Bunu kanıtlayacak sayısız tarihi olay kaydı var. Malay tarihi kayıtları 15. Yüzyılda Malakan Sultanlığı’nın İstanbul’la etkileşimi olduğuna dair kayıtlar içeriyor. 19. yüzyıldan itibaren Malay sultanlıkları ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki ilişkiler değişmedi, hatta daha da gelişti. Kayıtlara göre Johor Sultanı Ebü Bekir (1833 – 1895) Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit (1842 – 1918) ile yakın ilişki içindeydi. Ebü Bekir İstanbul’u birkaç sefer ziyaret etti. Hatta kayıtlara göre 1890 yılında Sultan Ebü Bekir ile erkek kardeşi Engku Abdül Macit Osmanlı kadınlarıyla 1890 yılında evlendiler. Evlilikle kurulan ilişkiler, ticaret, kültür, sanat, kanunlar ve diğerleri Malezya ile Türkiye arasındaki güçlü ilişkilerin uzun zaman önce başladığını gösteriyor. Mecelle Ahkam Johor adı verilen İslam kanunlarının 19. Yüzyılda uygulamasının o zamanlar Türkiye’nin bir kolonisinde Osmanlı Devleti tarafından uygulanan Mecelle el-Ahkam el- Adliye’den alındığı söylenir.

  • Malezya’nın İslami finans sektörü otuz yılı aşkın süredir var ve Malezya modeli de dünyanın en ileri İslami bankacılık modellerinden biri olarak görülüyor. İslami finans açısından Türkiye ile Malezya arasında herhangi bir işbirliği var mı?

Malezya ve Türkiye’nin işbirliğini güçlendirebilecekleri alanlardan bir diğeri de İslami finanstır. Her iki ülke de İslami Finans Hizmetleri Kurulu (IFSB), Uluslararası İslami Likidite Yönetimi Kuruluşu (IILM), İslami İşbirliği Teşkilatı (OIC) ve Kalkınmakta Olan – 8 (D8) gibi İslami finansın önde gelen çok yönlü kuruluşlarının üyesidir. Malezya Merkez Bankası ve Türkiye Merkez Bankası ikili yatırım ve likidite düzenlemelerini teşvik etmek, İslami finans başta olmak üzere mali hizmetler sektörünün kalkınmasını desteklemek ve iki ülke arasında ekonomik ve mali bağlantıları ilerletmek için işbirliği yapmaktadır. Aynı şekilde, Malezya İslami Bankacılık Kuruluşları Birliği ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği küresel ölçekte İslami bankacılık, sermaye ve para piyasasının kurulmasını, geliştirilmesini, kendi kendini düzenlemesini ve teşvik etmesini sağlamak için işbirliği yapmaktadırlar. İki ülke arasında özellikle bilgi arttırma ve İslami finans için yetenek yaratma alanında hem düzenleyici hem de sektörel seviyede halen güçlü bir işbirliğinin olmasından memnuniyet duyuyoruz.

  • Türkiye ve Malezya kalkınmakta olan 8 İslam ülkesinin oluşturduğu bir grup olan D8 üyesi iki ülke. D8 çerçevesinde iki ülkenin işbirliği yaptıkları alanlar nelerdir?

D8 çerçevesinde Malezya ve Türkiye, diğer D8 üyesi ülkelerle birlikte sektörel işbirliğine, küçük ve orta ölçekli işletmelere, ticarete, tarıma, enerjiye ve ulaşıma öncelik veriyorlar.

  • Malezya firmaları tarafından Türkiye’ye yapılan yatırımlar geçtiğimiz yıllarda daha önemli hale geldi. Malezya firmalarının ağırlıklı olarak ilgilendikleri alanlar nelerdir?

Doğu Asya ülkeleri arasında Malezya, Türkiye’ye en fazla yatırım yapan ilk beş yatırımcı ülke arasındadır. Türkiye’de faaliyet gösteren çok sayıda Malezya firması var. Malezya iş dünyası ve yatırımcıları kârlı alanlara yatırım yapmaya ciddi ilgi gösteriyorlar. İlgilendikleri alanlar arasında sağlık, sağlık sigortası hizmet sağlayıcıları, motorlu araçlar, tekstil, madencilik, lojistik ve inşaat sayılabilir. Aynı şekilde Malezya da Türkiye’den Malezya’ya daha fazla yatırımın geldiğini görmek istemektedir. Halen iki ülkenin yatırım hacmi açısından bir dengesizlik var. Malezya biyoteknoloji, ileri elektronik, optik ve fotonik, ilaç ve bilgi ve iletişim teknolojileri başta olmak üzere yüksek teknoloji, sermaye yoğun ve bilgi odaklı sektörlerde, makine, ekipman ve otomotiv parçaları başta olmak üzere ara ürün üreten sektörlerde, helal gıda ve içecek başta olmak üzere kaynak odaklı sektörlerde ve lojistik, dağıtım ticareti, eğitim, inşaat, sağlık ve turizm başta olmak üzere iş ve profesyonel hizmetler gibi alanlarda Malezya’nın sunabileceği birçok olanak var.

  • Geçtiğimiz yıl, iki ülke çeşitli alanlarda işbirliği yapmak üzere Stratejik İşbirliği Çerçevesi üzerine bir deklarasyon imzaladı. İlişkilerin şu anki durumunu nasıl tanımlarsınız?

Geçen yıl Malezya ve Türkiye diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50. yıldönümünü kutladı. Diplomatik ilişkilerin yarım yüzyıldır sürdürülüyor olması Malezya-Türkiye ilişkileri açısından bir simge niteliğindedir. İki ülke de iki tarafa da faydalı olacak işbirliğini ileriye taşıma konusunda güçlü taahhütlerini yenilediklerinden biz bunu ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyoruz. O zamanlar başbakan, bugünse Cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 9-10 Ocak tarihlerinde Malezya’ya gerçekleştirdiği resmi ziyaret sırasında Malezya ile Türkiye arasında Stratejik İşbirliği çerçevesine ilişkin Ortak Deklarasyon imzalandı. 16-17 Nisan tarihlerinde de Ekselansları Sayın Başbakan Mohd Najib Abdul Razak’ın Ankara’ya gerçekleştirdiği ikinci resmi ziyarette iki ülke arasında Serbest Ticaret Anlaşması imzalandı. Kilometre taşı niteliğindeki bu iki anlaşmanın yanı sıra, eğitim ve iş alanlarında işbirliği için birkaç mutabakat zaptı da bu ziyaretlerde imzalandı. Dün akşam Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Serbest Ticaret Anlaşması’nı onayladığına ilişkin iyi haberleri aldık. Artık iki taraf da anlaşmanın olabildiğince çabuk bir şekilde uygulanması için somut adımlar atarak süreci takip etmelidir. Her iki taraf da liderlerinin taahhütlerini ve kararlarını takip etmek ve daha yakın ve daha somut Malezya-Türkiye işbirliği için yeni alanlar keşfetmek için özen göstererek çalışıyor. Her iki taraf da ilişkilerin birçok alanda geliştiğini görmek istiyor. İki ülkenin de faydalanılması gereken karşılaştırılabilecek avantajları ve potansiyelleri var. Malezya-Türkiye işbirliğiyle ilgili bir benzetme yapılacak olursa, toprağın çok bereketli olduğu ancak her iki tarafın da daha verimli hasat yapabilmesi için o toprağın daha etkin ve kapsamlı bir şekilde işlenmesi gerektiği söylenebilir. Bu son derece olumlu ivmeyi sürdürmemiz gerekir.

  • 2014 yılında Malezya Havayolları talihsiz birtakım trajik olaylar yaşadı. Bu olaylarla ilgili soruşturmada gelinen son nokta nedir?

Aslında 8 Mart’ta MH370 uçağının yok olması ve 17 Temmuz’da da MH17 uçağının düşmesi gibi iki trajediden dolayı 2014 yılı Malezya Havayolları için çok zor bir yıldı. Sadece havayolu değil, Malezya ve dünya da bu olaylardan dolayı şok oldu ve çok üzüldü. Bu zamanlar havacılık sektörünün karanlık saatleriydi. Bu kötü talihli Boeing 777 uçaklarının özellikle yolcularının ve mürettebatının ailelerinin ve sevdiklerinin hissettikleri yalnızlık tahmin edilebilir. MH370’de 227 yolcu ve 12 mürettebat, MH17’de ise 283 yolcu ve 15 mürettebat vardı. Bizler bu trajedilere dayanmaya çalışırken Türkiye başta olmak üzere diğer devletlerin, özel kuruluşların ve bireylerin yardımlarına ve desteklerine Malezya müteşekkirdir. MH370 uçağını arama çalışmalarına öncelik verilmeye devam edilecek. 8 Mart 2014’ten 28 Nisan 2014’e kadar sürdürülen arama kurtarma çalışmalarında Güney Çin Denizi, Malacca Boğazı, Andaman Denizi ve Güney Hint Okyanusu araştırıldı. Bu arama, 65 uçak ve 95 gemi olmak üzere 160 aracın ve 25 ülkeden uzmanın katıldığı eşi benzeri olmayan bir arama çalışması oldu. Fiziki araçlarını gönderemeyen diğer ülkeler de başka şekillerde çok değerli desteklerini verdiler. Avustralya Deniz Güvenliği otoritesi (AMSA), Karma Kurum Koordinasyon Merkezi’nin (JACC) ve Avustralya Ulaşım Emniyet Bürosu (ATSB) başkanlığında sualtı arama aşamasına geçti. Malezya ve Çin de bu aşamada JACC ve ATSB’ye yardımcı olmak için kendi araçlarını ve uzmanlarını gönderdiler. Aramanın bu aşamasında Otonom Sualtı Aracı (AUV) ve batimetrik yüzey özelliklerinden faydalanıldı. Batimetrik yüzey araştırması 208.000 kilometrekarelik bir alanda yürütüldü.

  • Avrupa’da yükselişe geçen İslamofobi var. Güneydoğu Asya’da siz de aynı endişeyi taşıyor musunuz?

İslamofobi dünyanın birçok yerinde farklı derecelerde var. Dünya genelinde Müslüman cemaat için aslında ciddi bir kaygı meselesi. Barışçıl ve uyum içinde bir arada yaşamak isteyen, karşılıklı saygı, kabul, özgürlük, tolerans, şefkat, adalet ve barış isteyen insanlar, toplumlar ve hatta devletler için bu durum ciddi bir endişe kaynağı ve aşılması gereken zorluktur.

Bu haberlere de göz atın

Yazarın diğer haberleri

+ There are no comments

Add yours